Gürsel Erol: “Tunceli ve Bingöl Depremiyle İlgili Tedbir Alınmazsa Yaşanacak Aynı Depremde Elazığ’a Ağır Aksak Iri Tıpkı Barhana Gelecek”

CHP Elazığ Mebus Gürsel Erol, Elazığ’ın afet bölgesi kapsamına alınmasını “Elazığ’ın buna ihtiyacı vardı” diyerek değerlendirdi. Erol, “Bingöl ve Tunceli depremi ile ilgilendiren o bölgelerde tedarik alınmazsa; yaşanacak aynı depremde Elazığ’a düzensiz bire bir toprak kayması sağlayacak. Zira Elazığ 100 almanak bire bir tarihin üstünde Bingöl ve Tunceli halkıyla iç içe yaşayan, ticari ilişkileri olan, ikbal ilişkileri olan, akrabalık ilişkileri ve yerleşik düzen ilişkileri olan üç kent. Zelzele cihetiyle buraya nazik benzeri kafile gelecek” uyarısında bulundu.

CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol, Elazığ’birlikte kentin kıyamet bölgesi kapsamına alınmasıyla ilişkin matbuat toplantısı düzenledi. Erol’a CHP Elazığ İl Başkanı Ateşin Çağlar Duran zevcelik etti. Erol, şunları söyledi:

“6 Küçük Ay günü Maraş merkezde yaşanan depremde ülkemiz emniyetsiz etap benzeri faciadan döndü. 11 ili etkileyen bir zelzele yaşandı. Bu 11 ilde tahminî 15 milyona mail nüfusumuz oturuyor. On binlerle ölçülen, rapor edilen yaşam kaybı var. O bölgede maddesel uymazlık milyonlarca dolarla değerlendiren bire bir proses var. Hayatını kaybeden canlara Allah’tan yağmur diliyorum. Yaralılara acil şifalar diliyorum. O bölgede bu olumsuzluğu kıvrak bütün yurttaşlarımıza bile hem mir sağlığı hem dahi çıdam diliyorum.

“ELAZIĞ’IN BUNA İHTİYACI VARDI”

Tığ Elazığ’da 2020 yılında depremi yaşadık. Tığ sadece depremi yaşamışız amma o bölgenin insanları benzeri kıyamet yaşadılar. O süreçten sonraları Türkiye’dahi 11 ilde yer sarsıntısı olmasına rağmen kıran bölgesi 10 ilde car edildi. OHAL yasası 10 mülk amacıyla Meclis’e geldi. Tığ geçmiş günden beri Elazığ’ın de bu depremden etkilendiğini yani ‘aynı kentte ölümün, yıkımların olmaması depremden etkilenmemiş değildir’ içerikli konuşmalar yaptık. 2020 depreminin Elazığ üzere benzeri şanssızlık olduğunu dillendirsek dahi haddizatında bugün üzere değerlendirdiğimizde; müthiş aynı nasip bizim üzere oluşuk. Zira keskin çatı stoğu olan bölgelerde evler yıkıldı, yıpranmamış binalar yapıldı. TOKİ yıpranmamış konutları yapıldı, insanlar kısmen o konutlara yerleştiler. Keskin ve hasarlı binaların yıkılmasından kaynaklı dahi Elazığ aynı faciadan döndü. Ama devamında yeniden ayrımsız şekilde bu depremin yaratmış olduğu, hareket sonrası artçı depremlerin yaratmış olduğu süreçte gene yıkım kararı sunulan yüzlerce binamız var. Bu yüzlerce binamız yıkılmadan katabolizma kararıyla yıkılması benzeri şanstır. Çünkü bunlar natürel afetlere göre yıkılmış olsaydı belki bizim bile binlerle anlatım edilen Elazığ’dahi duygusal kaybımız olacaktı. Bu Elazığ amacıyla ayrımsız şanstır. Bu süreçte Elazığ kıyamet bölgesi, OHAL kapsamında değerlendirilmedi. Biz bunlarla ilgilendiren Meclis’te gündem oluşturduk. Kamuoyunda ruzname oluşturduk. Ulusal televizyonlarda paylaştık. Ayrımsız milletvekilinin görevi de elhak budur.

Bununla ilgili cemaziyelevvel Sayın Cumhurbaşkanımız ile tıpkı telefon görüşmesi yaptım. İçeriğine elde etmek istemem çünkü özel tıpkısı konuşmaydı. Içtimai medyadaki paylaşımı da Sayın Cumhurbaşkanı’nın iznini alarak paylaştım. Ego buradan Sayın Cumhurbaşkanı’na teşekkür ederim. Çünkü basit Elazığ’ın buna ihtiyacı vardı. Bu sadece bizim girişimlerimiz ve Cumhurbaşkanı’yla iletişimimiz sonucunda çözülmüş bir sav değil. Ben siyasetin nezaketini bilici birisiyim. Bir hisse senedi yaparken başka ilin dinamiklerini kötüleyerek bire bir istimara ayırmak dahi bize yakışmaz. Bizim tavrımız şudur; tabiatıyla ki doğal kendisine ilimizin dört sunum AKP milletvekilinin, uray başkanının, sivil sosyete örgütlerinin bile bu işe mutlak katkısı olmuştur. Herkesin yetkisi, becerisi doğrultusunda kategorik bu konuyu ait birimlere taşımışlardır. Ama herkesin kendine bakarak tıpkısı politika dili, tarzı vardır. Birisi bakanla birisi nazır yardımcısıyla birisi Cumhurbaşkanı’yla görüşür. Herkesin kendine bakarak yarattığı bir güçlük alanı vardır.

“KENDİLERİNE GÖRE BİZ BU İŞİ YAPARIZ ANLAYIŞI İLE GİTTİLER”

Şayet biz önceki günden beri mugayeret ve kuvvet partileri Elazığ’bile alay malay hareket etmeyi becerebilseydik; biz, Elazığ üzere haddinden fazla pir şeyler yapabilirdik. Bu süreci çok akilane değerlendirebilirdik. Değme söylediğimde bizi yok saydılar. Bizim taleplerimizi, önerilerimizi dinlemediler. Kendilerine bakarak biz bu işi yaparız anlayışı ile gittiler. Sonuç bakımından zaman şunu gördük kim benzeri kentte politika kurumları, o ilin dinamikleri, mebus, belediye başkanı, valisi, kaymakamı bir arada olduğu ahit sorun çözülür.

“BENİM İÇİN ÖNCELİK DEVLETİMİZİN LİYAKATİ, VATANIMIZIN AYRILAMAZ BÜTÜNLÜĞÜ, MİLLETİMİZİN BİRLİĞİ VE BERABERLİĞİDİR”

Benim amacıyla öncelik öğür politikaları, ideolojik tutum değil. Benim için öncelik devletimizin liyakati, vatanımızın ayrilamaz bütünlüğü, milletimizin birliği ve beraberliğidir. Bu doğrultuda siyasa yapınca, bu doğrultuda deyiş geliştirince, bu doğrultuda zarafet kurallarına göre davranış gösterdiğiniz ahit bu ülkenin Cumhurbaşkanı’ndan tutun en madun görevdeki tıpkısı kamu görevlisine büyüklüğünde sizi ciddiye alır ve dinler. Elazığ amacıyla bu önemliydi. Tabii, bu görüşmeyi Sayın Umumi Başkanımın izni ve bilgisi dahilinde yaptım. Elazığ’ın birliğe, beraberliğe ihtiyacı var. Biz balaban benzeri riske açığız. Etrafımızda iki fay hattı riskiyle karşı karşıyayız. Birincisi Ovacık Tunceli kırık hattı, ikincisi Bingöl fay hattı. Veri adamları gücük aynı sürede bu bölgede deprem yaşanacağı üzerine yorumlar yapıyorlar. Bire Bir depremin etkisi yalnızca binalarınızın yıkılması değildir. Aynı depremin etkisi yalnızca ticaretinizin çökmesi değildir. Tıpkısı depremin etkisi yalnızca sizin birey kaybınız değildir. Depremin birçok etkisi vardır. Kentin vizyonu ve geleceği ile ait zayi vardır. Çok yönlüdür bu fenomen. Yaşam tarzınızın değişmesiyle ilişik birçok kaygı vardır. Temsil Malatya depreminden sonra Keban, Ağın ve Baskil ilçemize yaklaşık 50 bin insan gelmiş. Ne gelmiş? Orada, Malatya’bile tüvana Baskilliler tabii namına Malatya’bile tahaffuz sorunu olduğu üzere kullanılmamış bir yer sarsıntısı riskini ve korkusunu yaşadıkları için ana, ata, ata toprakları Baskil’e dönmüşler. Eşinin, dostunun, akrabasını birlikte bandaj evlerinde kalma ihtiyacı hissediyorlar. Başka çareleri bulunmayan.

“BİNGÖL VE TUNCELİ DEPREMİ İLE İLGİLİ O BÖLGELERDE TEDBİR ALINMAZSA; YAŞANACAK BİR DEPREMDE ELAZIĞ’A DÜZENSİZ BİR GÖÇ SAĞLAYACAK”

Bingöl ve Tunceli depremini alelhusus bu toplantıda söylüyorum. Eskiden söylediklerimiz birlikte arkadaşlarımız çokça ciddiye almadılar. Eğer bugünden hem Elazığ namına biz hem birlikte hükümet kim bunu Sayın Cumhurbaşkanı’na baştan gündeme getireceğim. Bunu da daha sonra bire bir anlatım halinde ilişkin bakanlara üstelik söyleyeceğim. Bingöl ve Tunceli depremi ile ilgili o bölgelerde hazırlık alınmazsa; yaşanacak bire bir depremde Elazığ’a kesintili bire bir göçü sağlayacak. Çünkü Elazığ 100 almanak aynı tarihin üstünde Bingöl ve Tunceli halkıyla iç içe yaşayan, ticari ilişkileri olan, heves ilişkileri olan, akrabalık ilişkileri ve beledi düzen ilişkileri olan üç site. Hareket cihetiyle buraya nazik bir barhana ati. Icar fiyatları artacak, basamak bulamayacaksınız, gezecek yer bulamayacaksınız. Elazığ bakir risklere küşade kalacak. Bizim yapmamız gereken; ne partiden olduğu fark etmez milletvekilleri benzeri araya gelerek Elazığ’birlikte yarattığımız bu enerjiyi yeniden Elazığ’ın geleceği amacıyla ve o şehirlerde dinamik insanların mağdur olmaması için ve Tunceli, Bingöl için üstelik yapmamız lazım.

“BU KANUN BİZE BİR DUYGUSAL SUYU OLDU”

Kıyamet Yasası daha çok, facia bölgesine alındık üstelik hangi oldu? Birincisi borçlar erteleniyor. Yıkılan evler eğer kıyamet bölgesi ilan edilmeseydik herkes kendisi yapacaktı. Azamet bire bir lira bile mülk vermeyecekti. Ihtimal konut kredisi verecekti amma demincek 2020 yılında yaşanan deprem sonrası yaşadığımız, devletin bize sunduğu avantajlar neyse kâffesi uygun aynı olacak. Cesamet Hatay’a, Maraş’a, Adıyaman’a, Adana’ya, Diyarbakır’a yani deprem olan 10 ile sağladığı kazanım, verdiği ulama ne ise hepsi Elazığ’a birlikte olacak. Belediyelerin gelirinin artması, buradaki memurların maaşlarının artması, konutların afet konutu kapsamında yapılıp 20 yıl vadesiz borçlandırılması, kentsel tahavvül bölgelerinin baştan planlanması, vergileri, SSK primlerinin ertelenmesi, senetlerin ertelenmesi kabilinden şehrin hem ticaretine hem içtimai yaşantısına hem ekonomik yaşantısına hem vatandaşlarımızın iyelik haklarının korunmasıyla ilgili serencam merhale yararlıdır. Bu kanun bize tıpkı duygusal suyu oldu.”

Erol, bire bir soru konusunda 2020 depreminde orta hasardan vahim hasara çevrilmeden yıkılan binaların birlikte facia kapsamına alınması üzere say yürütüleceğini açıkladı.

Share: