Şişman Önder Atatürk’ün ebediyete intikalinin 84’üncü yılı

On Paralık bitmeyecek sessizliğe bürünmesine dakikalar kaldığında Dolmabahçe Sarayı’nın koridorlarında, “Bak, aynı tarih göçüyor…” sözleri yankılanırken takvimler 10 Kasım 1938’i, saat 09.05’i gösteriyordu.

“Özgürlük ve bağımsızlığı karakteri” adına ilan eden, bire bir milleti esaretten kurtaran Nazik Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ebediyete intikalinin üzerinden 84 sene geçti.

Balaban Önder Atatürk, 1881’bile Selanik’te dünyaya geldi. Annesi Zübeyde Hanım’ın arzusu doğrultusunda ilköğrenimine Saklayan Mehmet Mevla’nin mahalle mektebinde başlayan Atatürk, elan bilahare babası Ulvi Kasıt Koca’nin isteği üzerine geçtiği Şemsi Görgülü Mektebinde ilkokulu tamamladı.

Ortaokul eğitimi için gittiği Selanik Mülkiye Rüştiyesinden özlük isteğiyle ayrılan Atatürk, öğrenimini Selanik Askeri Rüştiyesinde sürdürdü. Bu okulda aritmetik öğretmenliği eden Yüzbaşı Mustafa Mevla, Atatürk’ü sınıftaki farklı “Mustafa”lardan düzenlemek için yüksek yetenekli öğrencisine ikinci insan adına “Eksiksizlik” ismini verdi.

Mustafa Eksiksizlik, Selanik Askeri Rüştiyesini bitirdikten sonraları Keşişhane Askeri İdadisinden ikincilikle mezun oldu. Askeri öğreniminin yanı sıra yabancı çevirgeç eğitimi üstelik düzlük Atatürk, yazları mezun döndüğü Selanik’te Frenkçe dersleri aldı.

Daha sonradan İstanbul’a gelerek 1899’bile girdiği Harp Okulunu 1902’de mülazım rütbesiyle bütünleyen Atatürk, Savaş Akademisinden birlikte 1905’te erkânıharp yüzbaşı rütbesiyle çıkışlı oldu.

Atatürk, kurmaylık stajı üzere 1905’te Şam’da 5. Kalabalık emrine atandı. Suriye bölgesindeki yüksek hizmetleri dolayısıyla Beşinci Rütbe’den Mecidi Nişanı sunulan Atatürk, 1907’dahi merkezi Makedonya’nın Keşişhane şehrinde bulunan 3. Ordu Karargahı’na atandı. Atatürk, 3. Cıvıl Cıvıl Karargahı’nın Selanik’teki kurmay şubesinde görevlendirildi.

Mustafa Kemal Atatürk, Keşişhane ve Selanik’te görevliyken 1909’dahi İstanbul’daki 31 Mart Vakası’nı bastıran Cereyan Ordusu’nda görev yaptı.

1910’de Arnavutluk’taki isyanı bastırmak amacıyla düzenlenen harekatta de görevlendirilen Atatürk, İtalya’nın 1911’da Trablusgarp’a er çıkarması konusunda Tobruk’a gönderildi.

Tobruk ve Derne’de Türk kuvvetlerini başarıyla yönettikten sonradan binbaşı rütbesiyle 1912-1913 yıllarında Balkan Savaşı’na katılan Atatürk, Edirne’yi Bulgaristan’dan izansız düzlük kolorduda görev yaptı.

“Anafartalar kahramanı”

Atatürk, 1913’te Sofya’bile ataşeliğe atandı. Elçilik Uzmanı namına görev yaptığı sırada Birinci Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine Atatürk, Başkomutanlık Vekaleti’ne başvurma ederek cephede görev kabul etmek istedi.

Kendisine “Sizin amacıyla orduda değme ant benzeri görev vardır. Ancak Sofya Ataşemiliterliğini henüz koskocaman gördüğümüzden sizi orada bırakıyoruz.” cevabının verilmesi konusunda Nazik Önder, Başkomutan Vekili Enver Kâmil’ya şu mektubu yazdı:

“Vatanın müdafaasına ilişik canlı vazifelerden elan mühim ve yetişkin benzeri fariza olamaz. Arkadaşlarım muharebe cephelerinde, yara hatlarında bulunurken ben, Sofya’dahi ataşemiliterlik yapamam. Eğer birinci sınıf subay başlamak liyakatinden mahrumsam, kanaatiniz bu ise lütfen örtüsüz söyleyiniz.”

Bunun konusunda Atatürk, 1915’te Esat Kâmil komutasındaki 3. Kolordu’ya ilişkin Tekirdağ’üstelik oluşturulacak 19’uncu Tümen Komutanlığına atandı.

Gelibolu Yarımadası’na er çıkaran ve Conkbayırı’na ilerleyici düşman birlikleri Atatürk’ad komutasındaki 19’uncu Parti kuvvetlerinin taarruzuyla geri çekildi. Atatürk, “Anafartalar Kahramanı” namına ün kazandı.

Atatürk, Conkbayırı taarruzu sırasında göğsüne derkenar fail şarapnel parçasının cebindeki saati parçalayarak dönmesi sonucu müstakil benzeri ölümden kurtuldu.

Doğu Cephesi’nde 16’ncı Kolordu Komutanlığına atanan Atatürk, 1916’dahi Rus saldırılarını durdurarak Bitlis ve Muş’u düşmandan geri aldı ve bu cephede generalliğe gelişim etti.

1917’dahi Filistin ve Suriye’da görevli 7’nci Kalaba Komutanlığına atanan Atatürk, bire bir yıl Veliaht Vahdettin ile Almanya’ya her an Alman Genel Karargahı ve Alman cidal cephelerinde incelemelerde bulundu.

1918’üstelik yeniden görevlendirildiği Suriye cephesinde 7’nci Ordu Komutanıyken, Bir Numara Dünya Savaşı’nın sona ermesiyle imzalanan Mondros Bırakışma Antlaşması’ndan sonraları İstanbul’a döndü. Ülkeyi antagonist işgalinden çevirmek amacını adsız sansız tutarak, Cıvıl Cıvıl Müfettişliği görevi ile İstanbul’dan ayrıldı.

“Sevr Antlaşması bizce kâin değildir”

Karadeniz aracılığıyla 19 Mayıs 1919’de Samsun’a çıkan Mustafa Kemal, 22 Haziran 1919’bile Amasya Genelgesi’ni yayımladı. Türk milletine, “Vatanın bütünlüğünün ve milletin bağımsızlığının tehlikede olduğunu, azim ve kararlılıkla vatanın kurtarılması amacıyla Sivas’ta tıpkı kurultay toplanacağını” bildirdi.

Ayrıca Osmanlı Hükümetinin verdiği görevden ve askerlikten çekilme ederek, 23 Temmuz 1919’bile Erzurum’bile, 4 Eylül 1919’de Sivas’ta toplanan kongrelerin başkanlığını yaptı.

Bu kongrelerde, “Antagonist işgaline cebin milletin vatanı savunacağı, bu amaçla eğreti tıpkısı hükümetin kurulacağı ve bir milli meclisin toplanacağı, camız ve himayenin akseptans edilmeyeceği” kararları makbuz ve açıklandı.

Türkiye Balaban Ulus Meclisi (TBMM), onun çabalarıyla 23 Nisan 1920’bile Ankara’bile tarihi görevine başladı. Mustafa Eksiksizlik Atatürk, Divan ve Hükümet Başkanı seçildi.

Milli Savaşım ve Halas Savaşı’nın tanığı Anadolu Ajansını kurdu

TBMM açılmadan 17 çevrim geçmiş, 6 Nisan 1920’da, Mustafa Eksiksizlik Atatürk’nam talimatıyla Küçük Asya Ajansı (AA) kuruldu. “Türkiye’nin sesini dünyaya açıklamak” üzere kurulan AA, TBMM’nin çıkardığı geçmiş yasaları duyurdu, Milli Uğraş’nin ve Halas Savaşı’nın seçkin aşamasına tanıklık etti.

TBMM açılarak milli tıpkısı hükümet kurulmasına karşın Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri ortada 10 Ağustos 1920’da Sevr Antlaşması imzalandı.

Büyük Önder Atatürk, United Telegraph gazetesi muhabirine yaptığı açıklamada, Sevr Antlaşması’nı tanımadıklarını vurgulayarak, “Politik, adli, hesaplı ve finansal bağımsızlığımızı imhaya ve neticede emanet hakkımızı inkara ve kaldırmaya yöneltilmiş Sevr Antlaşması bizce bulunan değildir.” ifadelerini kullandı.

TBMM tarafından Osmanlı Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında imzalanan Sevr Antlaşması’nın akseptans edilmediği dünyaya duyuruldu.

Müşir” rütbesi ve “Gazi” unvanı

İtilaf Devletleri’nin sebebiyle İzmir’i engelleme fail Palikarya kuvvetlerinin ilerlemesi, 1921’de Bir Numara ve İkinci İnönü savaşlarıyla durduruldu.

Yunan ordusunun 23 Ağustos 1921’bile baştan atak etmesiyle Sakarya Meydan Muharebesi başladı. Atatürk, birliklere, “Savunma hattı yoktur, defans sathı vardır. O yüzey hep vatandır. Vatanın herhangi bir karış toprağı vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça infirak olunamaz.” emrini verdi.

Palikarya ordusu bozguna uğratılarak, Başkumandan Mustafa Kemal Ciddi’nın yönettiği Türk ordusu, Sakarya Meydan Muharebesi’ni zaferle sonuçlandırdı. 22 dolaşma süren bu savaşta Palikarya ordusu korkulu kayıplara uğratıldı. Bu yengi nedeniyle Mustafa Kemal Atatürk’e, TBMM aracılığıyla “Mareşal” rütbesi ve “Gazi” unvanı verildi.

Sakarya Zaferi’nin ardından 13 Teşrinievvel 1921’birlikte Kafkas Cumhuriyetleri ile Kars Antlaşması, 20 Ilk Teşrin 1921’dahi Fransızlarla Hatay haricinde bugünkü Türkiye sınırının çizildiği Ankara Antlaşması imzalandı.

Atatürk’ad komutanlığında Türk ordusu, vatanı düşman işgalinden çevirmek amacıyla 26 Ağustos 1922’üstelik alın saldırıya geçerek Büyük Taarruz’u başlattı.

Mustafa Eksiksizlik Vakur’nın yönettiği 30 Ağustos 1922’deki Dumlupınar (Başkomutan) Meydan Savaşı’nde Türk ordusu, Yunan ordusunun büyük kısmını namevcut etti. Bozguna uğrayarak kaçan düşman kuvvetlerini izleyen Türk ordusu, 9 Eylül 1922’birlikte İzmir’e girdi.

Rum’yu düşman istilasından kurtaran balaban askeri zaferlerin arkası sıra 11 Teşrinievvel 1922’dahi Mudanya Bırakışma Antlaşması imzalandı ve İtilaf Devletleri karışma ettikleri Türk topraklarından çekildi.

Lozan Antlaşması

İsmet İnönü başkanlığındaki Türkiye heyeti ile İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya ve Yugoslavya beyninde 24 Temmuz 1923’te Lozan Antlaşması imzalandı.

Iri Alemdar, Lozan Antlaşması’na ilgilendiren, “Bu ant, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri müstahzar ve Sevr Antlaşması’yla tamamlandığı zannedilmiş şişman bir suikastın yıkılışını anlatım paha aynı vesikadır.” değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye Cumhuriyeti’nin geçmiş Cumhur Reisi

Halas Savaşı’nın ardından TBMM yoluyla 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet Altını car edilirken, Mustafa Kemal Atatürk da Cumhurbaşkanı seçildi. 1938’bile ölümüne çatışma art arda 4 öğün Cumhur Reisi seçilen Atatürk, bu görevi yer ayrıntılı süre örümcek Cumhur Reisi oldu.

Reisicumhur Mustafa Eksiksizlik Atatürk’e 14 Haziran 1926’birlikte İzmir’dahi yapılması planlanan suikast girişimi engellendi. Elebaşları İzmir’bile tutuklandı.

Büyük Alemdar, suikast girişimine ilişik Rum Ajansına yaptığı açıklamada, “Pahal girişimin benim şahsımdan feyiz mübarek Cumhuriyetimize ve onun dayandığı faziletkâr ilkelerimize yönelmiş bulunduğuna kararsızlık yoktur. Benim derme çatma vücudum aynı çağ elbette toprak olacaktır fakat Türkiye Cumhuriyeti sürgit payidar kalacaktır.” değerlendirmesinde bulundu.

Gazi Mustafa Eksiksizlik’e, 24 Son Teşrin 1934’te 2587 az Kanunla “Atatürk” aile adı verildi ve bu soyadının eller vasıtasıyla kullanılması yasaklandı.

Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada aktif ayrımsız oyuncu namına öne çıkmasına katkıda bulundu

Mustafa Eksiksizlik Atatürk, 1929 Acun Hesaplı Bunalımı’nın etkilerini hafifletmek ve ülkenin kalkınmasını hızlandırmak amacıyla 1933’te Ilkokul Yıllık Uran Planı’nı başlattı. Benzeri dönemde aut politikada birlikte oylumlu adımlar atıldı. Uluslar Cemiyeti’ne girilmesi, Balkan Antantı’nın imzalanması, Montrö Boğazlar Sözleşmesi ve Sadabat Paktı kadar girişimler, Türkiye’nin bölgesinde ve dünyada etkili tıpkısı aktör kendisine öne çıkmasına katkıda bulundu.

Atatürk, Hatay’ın anavatana katılması üzere yavaş diplomatik çaba sarf etti ve onun bu amacı, vefatının peşi sıra 1939’üstelik gerçekleşti.

Yalnızca Türk milletinin Halas Savaşı’nı başarıyla yöneten bire bir başkan namına değil, benzeri zamanda gerçekleştirdiği devrimlerle bile bile bir kerem adamı namına tarihe geçen Mustafa Eksiksizlik Atatürk, 57 yıl süren yaşamında, milletinin ve vatanının bağımsızlığı üzere yılmadan çalıştı ve girdiği temas mücadeleden zaferle çıktı.

Askeri ve siyasal dehasıyla Türk ve dünya tarihine adını altın harflerle yazdıran Mustafa Kemal Atatürk, 10 Teşrinisani 1938’de 57 yaşındayken Dolmabahçe Sarayı’nda saat 09.05’te hayata gözlerini yumdu.

Atatürk’nam vefatı çabucak Türkiye’de değil bütün dünyada nazik mahzunane karşılanırken, ecnebi büyüklük adamları birçok açıklama yaptı ve tasarı yayımladı.

Ata’nın cenazesinin Anıtkabir yolculuğu

10 Kasım 1938’de Dolmabahçe Sarayı’nda hayata gözlerini yuman Atatürk’ün naaşı, 16 Son Teşrin’da Dolmabahçe Sarayı tören salonunda katafalka konuldu.

19 Son Teşrin haset cenaze şişman tıpkısı neşeli vasıtasıyla Zor Zırhlısı ile İzmit’e oradan de ayrımsız günün akşamı tekmil mikro gezilerinde kullandığı katar ile Ankara’ya uğurlandı.

20 Son Teşrin’de Ankara’de heybet erkanı marifetiyle karşılanan cenaze, TBMM uğrunda katafalka konuldu. 21 Son Teşrin 1938’da haddinden fazla nazik ayrımsız cenaze merasimi ile Ankara Budun Betimi Müzesi’ndeki geçici kabrine konulan Atatürk’ad naaşı, ebedi istirahatgahı Anıtkabir’e taşındığı 10 Kasım 1953’e büyüklüğünde burada kaldı.

Share: