Ekincilik Bankası Tarım Ekosistemi Buluşması programı – “Kadın Çiftçiler Konuşuyor” paneli (1)

Konya’dahi üretim eden kadın çiftçilerden Elife Çimen, “Kültür Bankası yemeden içmeden finansal açıdan destek değil, tekmil battığınız noktada üstelik size bindi. Hep arkamızda. Şu anda 450 kıta küçükbaş hayvanla, 483 dekar da ekili alanla bitmeme ediyoruz yolumuza. Hedefimiz daha de bırakmak. Tarım Bankası ile alay malay henüz bile aşkın adam olmak.” dedi.

Bu yıl ikincisi düzenlenen Tarım Bankası Ekincilik Ekosistemi Buluşması programı kapsamında “Karı Çiftçiler Konuşuyor” paneli gerçekleştirildi.

Gazeteci Şafak Tükle Uysal’ın moderatörlüğünde gerçekleştirilen panelde mütekellim karı fellah Satı Ulusoy, çiftçi bir ailenin bir tane çocuğu olduğunu, köyde yaşadığı için eğitimi tamamlayamadığını, beraber toprakla olan heves bağının bu süreçte başladığını anlattı.

Ulusoy, 13-14 yaşında traktör kullanmaya başladığını, rençperlik konusundaki hep yükün babasının vefatıyla namına geçtiğini, Zile’birlikte 270 dekarlık arazinin olduğunu, bölgenin şartlarından muhit kuru ziraat yaptığını anlatarak, “Benim hayalimdi büyük, hararetli tıpkısı traktör almak. Ziraat Bankası yardımıma yetişti. Henüz işimi dallı güllü benzeri traktörle fayrap etmek istiyordum. Bankamız bana elinden mevrut desteği verdi. Önceki vagonumu aldım, daha sonraları traktörümü aldım. Böylece devam ediyorum. Üretime, ülkeme, ekonomiye katkımın olması bana antrparantez çekicilik veriyor.” diye konuştu.

Tıbbi üreticiliği eden Sevil Gülsoy Düzgün birlikte darülfünun çalışırken bitkilerle ilişik emek düzenlemek için, ailesinin desteğini alarak memleketi Düzce’ye yerleştiğini, orada tıbbi nebatat bahçesi kurduğunu, daha sonraları eğitim merkezi açtığını, Türkiye’nin bir nice durumunda binlerce dönüm arazide tıbbi bitkilerin yetiştirilmesine hem müşavirlik verdiklerini hem dahi yıpranmamış yeni bahçeler kurduklarını anlattı.

Düzgün, önce zat markasını oluşturduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Toprakta yetiştirdiğim bitkileri, bitki yerine vermenin onları mülhak altın yayın haline dönüştürdüğünüzde artık kazanıyorsunuz. Bu süreçleri eğitim haline getirdim ve benzeri yoldan gitmek isteyenlere bu eğitimleri veriyoruz. Biz tıpkısı zamanda üstelik bir nice kurumla kuma çalışıyoruz. Söz Gelişi araştırmalarımızı yaptığımız üniversitelerle çalışıyoruz. Biz yılda 10 ton büyüklüğünde iktidar narı üretiyoruz. Kuvvet narlarımızı işaret haline dönüştürmenin yanında onların ilmî çalışmalarını de yapıyoruz. Erk narını cümle mide ve iç rahatsızlığı amacıyla agâh amma yapılan klinik çalışmalarda nüfuz narının aynı zamanda kırıklarda normal iyilik hızını üç katına çıkardığını keşfettik.

Düzce’dahi yetişen nüfuz narı ilk kez dünyada literatüre girmiş oldu. Bu biçim çalışmalar bile yapıyoruz. Son üründe kaliteden temas etmek istiyorsak topraktan gitmemiz gerekiyor. Kontrollü yetiştiricilikten gitmemiz gerekiyor. daima büyüklüğünde haddizatında makineleşmeye gitmemiz gerekiyor. Biz laboratuvar, istihsal kısmını güçlendirmeye çalışıyoruz. Ziraat Bankası ile benim muarefe hikayem haddizatında çok kullanılmamış. Bankanın desteğiyle üç kıta araba aldık ve benim tıpkısı günlük işim 1 saate indi.”

“Ekincilik Bankası bütün arkamızda”

Kadın çiftçilerden Elife Çimen bile 30 yıl İzmir’üstelik yaşadığını ama hayalinin hayvancılık tahsis etmek olduğunu aktararak, hikayesini şöyle anlattı:

“Zor olduktan sonraları ata topraklarımız olan Konya’ya hayalimizi gerçekleştirmek için geldik ama tek özdek bıraktığımız kadar değildi. Ne ağılımız var ne evimiz var. Finansal açıdan sıkıntılarımız vardı. Cümle burada Kültür Bankası devreye girdi. 200 çıngı küçükbaş efsanevi aldık, ağılımızı yaptık. Hayvancılık ve tarımda önceki tıpkı yılda kazanmaya başlıyorsunuz. Amma acemiliğin verdiği bir şeye düştük. 200 kuzudan 60 kuzu alabildik.

Pes etme noktasına geldik. Burada dönelim mi üretmeye bitmeme edelim mi diyerek aynı şeyler yaşadık. Burada Ziraat Bankası yine devreye girdi. Tarım Bankası hemen finansal açıdan destek değil, tekmil battığınız noktada bile size destek. Hep arkamızda. Şu anda 450 parça küçükbaş hayvanla, 483 dekar dahi ekili alanla bitmeme ediyoruz yolumuza. Hedefimiz elan da tezyit etmek. Kültür Bankası ile alay malay henüz da aşkın gelişmek.”

Müteşebbis Ayşe Rahat Parıltı bile çokça mukavim bire bir mücadelenin içerisinde büyüdüğünü, evlendikten bilahare Ege’ye yerleştiğini, anneannesinden öğrendiği tariflerle ilk oğlunun muafiyet sistemini güçlendirdiğini, elan sonradan bu bilgileri içtimai medya hesabından paylaşmaya başladığını anlatarak, şöyle konuştu:

“Öğrendiğimiz töz tarifini uygulamaya başladık. Kabil kök peynir yapmaya başladık. Instagram üzerinden mir yapmaya değişmeyen verdim. 100 takipçim vardı o ahit. Başladım süje üzerinden paylaşımlar yapmaya. Daha sonra siparişler almaya başladım. Ben bire bir kadın girişimciyim kimesne bana inanmazken Tarım Bankası yanımdaydı. Kayınvalidemden mütezayit tıpkısı mutfaktı benim yerim. Üretim iznim yoktu.

Ego gittim Tarım Bankasına ‘Bana yatırım kredisi verir misiniz?’ dedim. Dediler kim ‘Kredi kartı veririz.’ Bunlarla işimdeki ihtiyaçlarımı tamamladım. Benim bir nebzecik ayrımsız işletmem var. İlk yıl 1 milyon, ikinci yıl 2,4 milyon ciromuz. Bu sene itibarıyla o küçücük herkesin ‘yapamaz’ dediği mutfakta bana destek olan Kültür Bankası ile 5 milyon iş hacmi yaptık.”

Share: