44. İstanbul Maratonu renkli görüntülere görüntü oldu

Dünyanın kıtalararası koşulan yegâne maratonu olma unvanını taşıyan İstanbul Maratonu 44. defa koşuldu. İstanbul’un Rum yakasından başlayıp Boğaz Köprüsü geçilerek Avrupa yakasında sonlanan maraton gene renkli görüntülere manzara oldu. Bazı katılımcılar 15 Temmuz Şehitler Köprüsü üstünde çay-kahvehane içerken, bazıları çocukları ve köpekleriyle yürümeyi tercih etti.

Dünya Atletizm Birliği (World Athletics) eliyle “Elite Label” kategoride düz düz, dünyada kıtalararası koşulan tek maraton olma unvanını haiz İstanbul Maratonu, 44. defa gerçekleştirildi. Maraton gelişigüzel sene olduğu kabil bu yılda renkli görüntülere hayal oldu.

“SIRA ALIMLI İNSANLARI HAKEZA TANIYABİLİYORUM” Katılımcılar ortada 15 Temmuz Şehitler Köprüsü üstünde çay-kıraathane içenler de vardı, bebekleri ve köpekleriyle koşanlar dahi,. Maratona 20 kiloluk kütükle katılan Mehmet Topyürek, “Ben mikro dışındaki maratonlarda dahi odunla konuştum. Derdim insanları güldürebilmek. aşırı insanları bu şekilde tanıyabiliyorum” dedi. Birçok STK üyesi de maratona toplumsal akıl vermek amacıyla katıldı. “KOLLAR İÇİN KOŞUYORUM” Bazı katılımcıların ise kostümlerle koşması dikkat çekti. Prenses kostümüyle, torunlar için koştuğunu tamlayan İpek Çelenlioğlu, “Hayati risk taşıyan hastalıkları olan 3-18 yaşındaki dallar amacıyla koşuyorum. Buna dikkat kabul etmek amacıyla kostümle koşmaya değişmeyen verdim. Çocuklarımıza ‘Prensesler dahi koşabilir, değme istediğinizi yapabilirsiniz’ mesajını yöneltmek istedim” diye niteleyerek konuştu.  Tekerli sandalyede arkadaşlarıyla birlikte yarışa katılan Semra Çetinkaya, “Koşamayan arkadaşlarım için buradayım. İnanılmaz sevinçli. Koşmak bizim işimiz” dedi. Yine tekerli sandalyeyle maratona katılan Hasan Yılmayan ise “Kurum donör bir gündeyiz. İlk kez katılıyorum, çokça mutluyum” dedi. Arkadaşının tekerli sandalyesini iterek maratona katılan Turgut Kozan, “Yıllardır benim bildirme sevdiğim etkinliktir. Ayrıntılı meydanlık koşucuyum, haddinden fazla ayrımlı ülkelerde 100 kilometrelik yarışlar koştum. Bu etkinliği herkese referans ediyorum” dedi. “BU BENİM İLK KOŞUN YARIŞIM”

Takma bacağıyla koşan Recep Tula, “Haddinden Fazla domuzuna bir bölüm. Bu büyüklüğünde kalabalığın ortamında koşmak pir hissettiriyor. Benim önceki koşun yarışım. Takma bacağımla koşuyorum. Benim için delici ayrımsız deneyim oldu” diye niteleyerek konuştu.

Share: